İdil' in doğumuna 1 ay kala yatak odamda uzanmış etrafıma bakıyordum. Ve fark ettim ki evde elimi atmadığım tek mekan bir tek burası kalmıştı ve o kahverengi mobilyalar sanki üstüme üstüme geliyorlardı.
Önce bayağı düşündüm şimdi zamanı mı diye sonra bebek doğduktan sonra yaptırmak çok daha zor olacaktı. Bende tüm olumsuzlukları göze alarak (çünkü eşimin duyunca çok kızacağını biliyordum, bir kere evin ayakta olmasından hiç hoşlanmıyor ve ayrıca gebeliğin bu kadar sonuna gelmişken riske girmeme sinirleniyordu) sevgili Münir Ustayı aradım. Olur mu olmaz mı derken kendimi akşam eşimin karşısında kendimce mantıklı açıklamalar getirirken buldum.
Bence çok da iyi yapmışım siz ne dersiniz.
Mobilyalar beyaz eskitme oldu. Kulpları Zara Home'dan aldım.
Perdenin deseinde ki yeşil renginden kumaş alarak abajurları yaptırdım.
Benim yakışıklı oğlumun köşesi, her önünden geçtiğimde sanki bana gülen gözleri ile bakıyormuş gibi geliyor.
Bu kalbi Paşabahçeden aldım. Kalbim oğlumda.
Lavantalıklar English Home.
Şimdi aslında mobilyaların boyatılmadan önce ki hallerini fotoğraflayamadığım için çok üzgünüm. Dolapların kapıları ayna ile kaplıydı. Hiç sevmiyordum. Sağolsun Münir Ustadan rica ettim aynalar çıkartıldı yerlerine cam yapıldı. Bende içlerine perdenin deseninde bulunan mordan kumaş alarak perde diktirdim.
Perdelerim cıvıl cıvıl bayılıyorum, baktıkça mutlu oluyorum.
Bu şirin kutuları lavanta bahçesi bloğunun sevgili sahibesi Ahu'nun yazısında gördükten sonra soluğu osho'da aldım. Tam benim odanın dekorasyonuna uyuyorlardı.
Uzunca bir aradan sonra tekrar sizlerle birşeyler paylaşabildiğim için çok mutluyum. Bu arada ben ve minik kızım için iyi dileklerini gönderen tüm sevgili dostlara çok ama çok teşekkürler. En kısa zamanda görüşmek dileğiyle...